Guvatr Nedir?

Guvatr boynumuzun ön bölgesinde bulunan beyin, kalp, kas, karaciğer ve tüm vücudumuzda enerji kullanımını yönlendiren tiroid bezinin, yutma güçlüğü bazen de nefes almada zorluğa yol açan büyümesidir. Bu büyüme her zaman fazla tiroid hormonu üretimi anlamına gelmez. Hormon yapımı yeterince, yetersiz( hipotiroid), ya da fazla (hipertiroidi) olabilir.

Guvatr riskini arttıran nedenler nelerdir?

  • Kadın olmak

  • 40 yaş üzeri

  • Gebelik veya menopoz

  • Ailede otoimmün hastalıklar veya guvatr bulunması

  • Baş boyun bölgesine radyasyon uygulanmış olması

  • Yetersiz iyod alımı

Tiroid hormonlarımızın en iyi göstergesi nedir?

TSH’dir. Tiroid bezini uyarıları ile çalışmaya zorladığı dönemlerde yükselen ve dolaşımda tiroid hormonlarının arttığı koşullarda da istirahate çekilen (düşen) hipofiz den salınan bir hormondur. Yükseldiği durumlarda tiroid hormon yetmezliği çok düştüğü durumlarda da tiroid hormon fazlalığında şüphelenerek diğer ek testler istenmelidir.

Tiroid hastalıklarını nasıl tanımlamalıyız?

Bu konuda en iyi yöntem tiroid hastalıklarının fonksiyonel olup olmadıkları (yani hipo ya da hipertiroid) şeklinde klinik olarak ayırt etmek. Bir başka yöntemde yapısal bozuklukları açısından bakmaktır. Yapısal bozukluklar açısından baktığımız zaman. Tiroid bezinin genel büyümesi ki biz buna guvatr diyoruz. Bir diğeride tiroid bezinde kendi başına büyümeler, yani nodüllerin mevcudiyetidir. Bu 2 ana başlık birbiriyle çaprazlaşarak hekimi fazla sayıda tanıya götürür. Ama ne olur ise olsun hasta açısından en önemli olan ise tiroid fonksiyonlarının sağlıklı yani ötiroid olup olmamasıdır. Bunun dışında önemli bir noktada eğer saptandı ise tiroid bezindeki nodüllerinin kötü huylu olup olmadığı konusunda hastanının bilgilendirilmesidir.

Hipotiroidi bulguları nelerdir?
  • Kolay yorulma, yorgunluk, bitkinlik

  • Miksödem (gode bırakmaz)

  • Anımsamada zorluk, yavaş düşünme

  • Saçlarda azalma, kıllarda azalma

  • Göz civarında şişme

  • Kalın, kuru, kaba ve soğuk deri

  • Guvatr

  • Karıncalanma, uyuşma

  • Kilo alma

  • Mens bozukluğu, infertilite, libido azlığı ve impotans

  • Uykuya eğilim ve uyku apnesi

  • Depresyon, ajitasyon

  • Nabız sayısında düşüklük

  • İşitme azlığı

  • Soğuğa tahammülsüzlük

  • Reflekslerde gecikme

  • Ses kısıklığı ve ses kalınlaşması

  • Konuşma bozukluğu, peltek konuşma

  • Terleme azalması

  • Kabızlık, şişkinlik

  • Hareketlerde yavaşlama

Hashimoto Tiroiditi nedir?

En sık rastlanan tiroid hastalıklarındandır. Kadınlarda erkeklere göre 8 kat daha sıktır. Vücudumuzda bizi hastalıklardan korumaya çalışan immün sistemimizin kendi dokularını yani tiroid dokusunu yabancı olarak tanımlaması ve ona karşı savunma elemanları (antikorlar) üreterek tiroid dokusunu tahrip etmesi sonucunda meydana gelir. Zaman zaman tiroid dokusunda meydana gelen bu tahribatlar sonucu dolaşım sistemine tiroid hormonları boşalır ve tiroid hormonları fazlalığı (hipertiroidi) oluşur. Bu dönemde kısa süreli hipertiroidi atakları gözlense de genellikle olgularda belirgin şikayetler olmaz. Bu dönemde tanı genellikle tiroid bezinin büyümesi (guvatr) ya da tesadüfen yapılan testler ile konabilir. Hashimoto tiroiditi süresi uzadıkça sağlıklı tiroid dokusu giderek daha fazla tahrip olur ve olguların %90’ında kalıcı tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidi) gelişir. Hipertiroidi döneminde her zaman ilaç desteği gerekmez iken hipotiroidi döneminde ise mutlaka tiroid hormonu ile eksik tiroid hormonunun yerine konması ve belirli aralar ile tiroid hormon düzeylerinin kontrolü gereklidir.

Hashimoto Tiroiditi Tanısı Nasıl konur?

Hekim hastanın klinik yakınmaları ve fizik muayenesinde tiroid bezinin özelliklerini değerlendirdikten sonra kanda immün sistemin üretmiş olduğu antikorları (Anti TPO ve Anti Tg) ve tirod hormon düzeylerini ayrıca tiroid ultrasonunda tiroidite özgü bulguları değerlendirerek tanısını koyar. Kesin tanı hemen tüm hastalıkların tanısında olduğu gibi ancak ince iğne aspirasyon biyopsisi hatta patolojisi ile konabilir. Klinik bulgular ve laboratuvar sonuçları tanı için yeterlidir. Akıl da tutulması gereken bir konu da antikorların yüksek olması her zaman Hashimoto tiroiditi demek değildir. Klinik değerlendirme en önemli basamaktır. Sadece antikorlara bakacak olur isek toplumun %25’inden fazlasında antikor yüksekliği vardır ve kişilerde tedavi takip gerektirecek tiroid hastalığı yoktur.

Hashimoto tiroiditi düşünülen her hastada tiroid ince iğne biyopsisine gerek var mı?

Hayır. Hashimoto Tiroiditi düşündüğümüz hastada şüpheli bir tiroid nodülü yok ise biyopsi ile tanı koymaya gerek yoktur.

Hipertiroidi nedir ?

Hipertiroidi tiroid bezinden T4 ve T3 hormonlarının aşırı üretim ve salgılanması ile karakterize iken tirotoksikoz tanımında kaynağı belli olmayan ve bağımsız olarak fazla miktarda tiroid hormonunun oluşturduğu klinik bulgular kast edilir. Bu ayırım hasta için önemli olmamakla beraber hekim için önemli bir ayırımdır.

Hipertiroidi bulguları nelerdir?

  • Kalp hızında artış, çarpıntı, ritm bozuklukları

  • Osteoporoz

  • Sıcağa tahammülsüzlük

  • Hiperkalsemi

  • Terleme

  • Kalp yetmezliği

  • Kilo kaybı-iştah artışı ile

  • Nefes darlığı

  • Sinirlilik, emosyonel labilite

  • Diyabetik hastalarda kan şekeri kontrolünün güçleşmesi

  • Elllerde titreme( kuş kanadı gibi)

  • Güçsüzlük, halsizlik

  • Göz kapağında çekilmeler

  • Barsak hareketlerinde hızlanma-sık defekasyon

  • Adet düzensizliği

Hipertiroidi tanısı nasıl konur?

Tiroid hastalıklarının tümünde olduğu gibi ilk etapta klinik ve fizik muayene bulguları ile hastanın yakınmalarını değerlendirirek ve hemen ardından TSH, st4 ve st3 değerleri değerlendirilerek başlatılır TSH baskılı st4 ve st3 normalin üzerinde değerlerde ise biz bu tabloya laboratuvar olarak hipertiroidi diyoruz. Ondan sonra tedaviyi yönlendirebilmek için tabii ki en önemli şey doğru ayırıcı tanı yapmak olmalıdır. Bu aşama hipertiroidinin tedavisinin yönlendirilmesinde çok önemlidir. Örneğin tiroiditlerin hipertiroidi fazında sadece yakınmalara yönelik tedavi önerileri yeterli olabilir iken graves ya da toksik nodüler guvatr tanılarında ise uzun süreli ilaç tedavi hatta radyoaktif iyot kullanılması, hatta cerrahi tedaviler gerekebilecektir. Doğru tanı bu aşamada çok önemlidir. Doğru ayırıcı tanıyı yapma aşamasına geldiğimizde antikorların (AntiTPO. AntiTg, TRAK reseptör antikorları) bakılması beraberinde tiroid ultrasonu istenerek tanı netleştirilir. Tanı için yardımcı bir başka yöntemde iyot 131 uptake testidir.

Tiroid nodülü nedir?

Toplumda en sık rastlanan tiroid hastalıklarındandır. Sebebi çok kesin olmamakla beraber iyod yetmezliği ve bazı genetik sebepler suçlanmaktadır. Tiroid nodülü oluşturan sebeplerden en önemlisi tiroid kanserleri olmakla beraber tiroid nodüllerinin nerede ise sadece %10’u tiroid kanseridir. Bazı tiroid nodülleri ise gereğinden fazla tiroid hormonu üretirler (otonom) ve hipertiroidi yakınmalarına neden olabilir iken tiroid nodüllerinin önemli bir kısmı hormon üretmeyen kolloidal ve kistik nodüllerdir ki uygun şekilde takip dışında tedavi gerektirmezler. Bu nedenle tiroid nodüllerinin doğru değerlendirilmesi, sadece gerekli olguların cerrahiye yönlendirilmesi gereklidir.

Diyabet, relatif ya da mutlak insülin eksikliği veya periferik dokularda insülin etkisine karşı gelişmiş olan ’insülin direnci’ nedeniyle ortaya çıkan, pek çok organı etkileyerek multisistemik tutuluma neden olan hiperglisemi ile karakterize kronik ve geniş spektrumlu bir metabolizma bozukluğudur. Sürekli tıbbi bakım gerektiren bu hastalığın yönetiminde akut ve kronik komplikasyonların gelişim riskini azaltmak için sağlık çalışanları ve hastaların sürekli eğitimi şarttır.

Diabetes mellitus ve glukoz metabolizması bozukluklarının tanı kriterleri

Nedir bu tiroid ile ilgili terimler?

TABLO 1.1: Diabetes mellitus ve glukoz metabolizmasının diğer bozukluklarında tanı kriterleri* Aşikar DM APG (≥8 st açlıkta) OGTT 2.st PG (75 g glukoz) Rastgele PG A1C** ≥126 mg/dl ≥200 mg/dl ≥200 mg/dl + Diyabet semptomları ≥%6.5 (≥48 mmol/mol) İzole BAG 100-125 mg/dl